İmamoğlu Holding’ten Kürt Meselesine Çözüm(!)
Maaruf Ataoğlu
İmamoğlu’nun dün İmralı heyetine yönelik yaptığı açıklamalar, Türkiye siyasetinde yıllardır perde arkasında süren ilişki ağlarını bir kez daha görünür hâle getirdi.
Bugün “Kürt meselesine çözüm iradesi” diye sunulan yaklaşımın mimarı ne Özgür Özel’dir ne de CHP içinde vitrine konulan birkaç sembolik isimdir.
Bu karar, esasen İmamoğlu – Mansur Yavaş ekseninde, Kürt düşmanı İttihatçı-ulusalcı yapılarla kurulan yeni ortaklığın bir sonucudur.
Kürtlere “Oh Olsun”un İkinci Perdesi
Tarih bazen ironinin en acı şekliyle tekerrür eder.
Birincisinde, Molla Gürani’nin askeri eğitimi sonucunda Fatih Sultan Mehmet’i İstanbul’u fethe götürdüğü tarih bilinciyle sabittir; Kürtler, İstanbul’un fetih kapısının açılmasında hep belirleyici rol oynadı.
İkincisinde ise modern zamanların Molla Güranileri sayılabilecek milyonlarca Kürt seçmeni, İstanbul’u üç defa üst üste Tayyip Erdoğan’a rağmen sandıkla fethedip İmamoğlu’nu iktidarın başına taşıdı.
Peki karşılık?
Diyarbakır’ın seçilmiş belediye başkanına Ankara’dan getirilen mesaj çok açıktı:
Atatürk portresi.
Elbette bu portre bir sembolden ibaret değildi;
Kürtlere verilen cevap çok açıktı:
“İdam edilen dedelerinizin mezarlarını daha çok arayacaksınız. Millî devlet aklı değişmez; iktidara gelen kim olursa olsun ipleri bizim elimizde, siz de bunu kabullenin.”
Ve bütün bunların üzerine Selahattin Demirtaş “SELO Başkan” hapishaneden “demokratik katılıma çağrı” diyerek İmamoğlu’na destek çağrısı yaptı…
Ne kadar acı vericidir, biliyor musunuz!
Bu konuları örnekleyen Kürt atasözü boşa söylenmemiştir.
Bu noktada o kadim söz yeniden yankılanıyor:
Heta hûne nebın yek,
Hûna biçın yek bi yek.
(Eğer birlik olmazsanız
Sizi avlayacaklar birer birer.)
Tam bugün yaşanan da budur.
Dikkat Kürtler: “Çözüm süreci” denen bir şey yoktur. Şimdi sıra Rojava’da
Türkiye içinde verilen mesaj tamamlandı.
Şimdi sıradaki aşama nettir:
Rojava.
Bu kez hedef sadece siyasal bir proje değil; bir halkın iradesi, hafızası ve bölgedeki konumudur.
Bu nedenle buradan açık bir çağrı yapmak gerekiyor:
• Birlik olun.
• Çizginizi net koyun.
• Kominal toplum, ekolojik yaşam, adem-i merkeziyetçi sistem gibi süslü söylemlerin ardında durmayın.
• Mutlaka birlik olun; en alt çizgi federasyondur deyin.
Suriye sahasında yüz bini aşkın eğitimli savaşçıdan oluşan idealist Kürt askeri birliğiniz var.
Ayrıyeten asayiş polis gücünüz var.
CENTCOM ile Koalisyon ortaklığınız var.
Elli milyonu aşan, dünyanın dört bir tarafında sizinle kalbi atan sivil yapılarıyla büyük bir halk kitlesine sahipsiniz.
Siz Suriye’nin topraklarının asli sahiplerisiniz.
Dünyanın dört bir yanından getirilmiş terörist DEAŞ artıklarına da, bölgesel pazarlığa da boyun eğmeyin.
Bugün atılacak adım; sadece Rojava’nın değil, tüm Kürt ulusal varlığının geleceğini belirleyecektir.


