İsrail Ortadoğu’da Vakit Kaybetmeden Kürtlerle İttifak Yapmak Zorunda
Maaruf Ataoğlu
Neden İsrail Hâlâ Kürtlere Yönelik Yaklaşımında Samimiyet Sınavını Vermiyor?
Ortadoğu bugün tarihsel bir terslik yaşıyor. İran milis ağları ve vekalet savaşlarıyla bölgesel nüfuzunu genişletirken; Türkiye “Yeni Osmanlı” jeopolitiğini açıkça formüle edip Kürdistan topraklarını adım adım işgal ederken; Selefi İslamcılık ise başta Yahudi halkı ve İsrail devleti olmak üzere farklı etnik kökenlere ve inanç biçimlerine yaşam hakkı tanımıyor.
Yemen dâhil bölge genelinde nüfusun %70–75’i İsrail’e karşı konumlanmış durumda.
Bölge Nüfus Denklemi
• Şiiler, yaklaşık 120 - 130 milyon
• Selefi - radikal Sünniler yaklaşık 100 milyon
• Arap milliyetçisi toplumlar: yaklaşık 200 milyon
• Türkiye: yaklaşık 80 milyon
Toplamda yaklaşık 500 milyon insanın yaklaşık 350 - 400 milyonu İsrail devletine ve Yahudi halkının varlığına karşıdır.
Hal böyleyken şu soru kaçınılmazdır:
Bölgeyi dengeleyecek kendi içinde tutarlı bir karşı eksen neden hâlâ oluşturulmuyor?
Dahası, neden oluşturulmak istenmiyor?
Oysa bu karşı direk, çoğu zaman en az aranan amma bölgenin gerçekliğinin bir parçası olarak ortada durmaktadır.
Kürtler.
Kürtler ile İsrail arasında samimi, dürüst ve stratejik bir ortaklığın kurulması hâlinde, bölgedeki bu büyük jeopolitik açmazın çözüme kavuşması mümkün olabilecektir.
Bu fikir ilk bakışta biraz cesaret isteyen bir öneri gibi durabilir; fakat aslında gerçekçi, gerekli ve hatta gecikmiş bir karardır.
Ancak burada açık bir gerçek daha var:
İsrail bugüne kadar Kürtlere samimi, stratejik bir ortaklık zemini sunmamıştır.
• 2017 Güney Kürdistan Bağımsızlık Referandumu’nda Kürtleri cesaretlendirdi, ancak kritik anda Türkiye’nin baskısına göz kırparak Kürtleri yüzüstü bıraktı.
• Rojava’da birkaç sembolik söylem üretti ama sahada ne askeri koruma sağladı ne de siyasi garanti verdi.
• Buna karşın ABD tarafından başına 10 milyon Dolar ödül konulan Terörist Colani ve heyetini Yahudi lobisi üzerinden Washington’a taşıyarak kendisine meşruiyet kazandırdı; Kürtlere yönelik gözle görünür en ufak bir diplomatik destek dahi üretmedi.
• Kürtlerle “iş birliği yapar gibi” görünürken aynı anda Ankara’ya sürekli göz kırparak Suriye’de kısa vadeli güvenlik arayışına yöneldi.
Tüm bu gelişmelerin ardından şu cümleyi özellikle vurgulamak gerekir:
İsrail, Kürtlerin yanında durduğunu samimiyetle göstermediği sürece gerçek bir ittifak için zaman çok gecikmiş olabilir.
1. Stratejik Ağırlığı Olan Vatansız Bir Ulus: Kürtler
50–60 milyonluk nüfusuyla Kürtler, Ortadoğu’da İsrail’e dost olabilecek dünyanın en büyük vatansız halkıdır.
Suriye’nin kuzeydoğusunda ve Irak’ın önemli bölgelerinde fiilî kontrol sahibi olan; İran, Türkiye ve diasporada geniş bir coğrafyaya yayılmış büyük bir ulustur.
Kürtler:
• büyük doğal kaynaklara,
• genç bir nüfusa,
• iç çatışmalara rağmen bölgedeki birçok devlete göre daha çoğulcu, daha öngörülebilir toplumsal yapılara sahiptir.
Ve en önemlisi:
IŞİD’e karşı Batı’nın sahadaki en güvenilir müttefiki oldular.
2. İsrail: Teknolojik Gücü Olsa da 9,5 Milyonluk Nüfusuyla ve yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı Sürekli Baskı Altındadır.
İsrail teknoloji ve savunma açısından bölgenin en gelişmiş aktörü olabilir.
Ancak İran’ın milis ağları ve Türkiye’nin giderek sertleşen yayılmacı siyaseti karşısında;
İsrail, küçük nüfusu nedeniyle sürekli hedefte ve baskı altında.
Dolayısıyla hem Kürtler hem İsrail:
• benzer düşmanlara,
• benzer tehditlere,
• benzer jeopolitik sıkışmaya maruz kalıyorlar.
3. Gerçekçi Bir İttifak: Romantizm Değil, Çıkar Gerçekliği
Kürt–İsrail ortaklığı duygusal değil; tamamen çıkar siyasetine dayanan bir savunma dahil stratejik bir ittifak olmalıdır.
Ekonomi
• Kürt petrolü ve gazı, İsrail’in enerji alternatiflerini güçlendirebilir.
• İsrail’in tarım ve su teknolojileri, yüksek teknoloji kapasitesi Kürdistan’ın Mezopotamya ovasının modern tarım teknikleri ile ekonomik kalkınmasını hızlandırır.
Güvenlik
• İsrail’in istihbarat, siber güvenlik ve hassas askeri kapasitesi;
• Kürtlerin de sahadaki savaş tecrübesi idealist ve disiplinli kara birlikleriyle mükemmel bir tamamlayıcılık oluşturur.
Jeopolitik
• Bağımsız/özerk birer Kürt bölgesi, İran ve Türkiye’nin etki yarıçapını olabildiğince sınırlar.
• Böylelikle bölgeye ilk kez Batı yanlısı, çoğulcu ve demokratik bir eksen yerleşmiş olur.
4. Bu Ortaklık Amerika - Avrupa İçin de Büyük Bir Kazançtır
Böylesi bir eksen özelikle Avrupa açısından da önemli bir kazanımdır:
• ABD’nin askerlerini çekmesiyle oluşan güvenlik boşluğunu bu ittifakın askeri birlikleri doldurabilir.
• Böylece savaşların mülteci dalgasına dönüşmeden sınırlandırılmasını engellenmesini sağlar.
• Ortadoğu’da demokratik aktörler ilk kez birbirine entegre edilmiş olur.
5. Aslında Koşullar Zaten Olgunlaşmıştı
• İsrail geçmişte Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkını defalarca desteklediğini deklere etti.
• Kürt petrolü uzun süredir İsrail’e dolaylı yollardan ulaşıyor zaten.
• İsrail’de köklü bir Kürt-Yahudi topluluğu ve doğal bir kültürel köprü var zaten.
Ama ortada büyük bir eksiklik var:
Siyasi cesaret ve samimiyet.
Bugüne kadar atılan adımlar çoğunlukla:
• sembolik,
• yapmacık,
• Ankara’nın tepkisine göre değişen,
• Kürtlerin bedel ödediği ama karşılığını alamadığı girişimler ve gelişmeler oldu.
İsrail gerçekten Kürtlerle stratejik bir ittifak kurmak istiyorsa,
Ankara’yı kollayan bu ikircikli siyaset derhal terk edilmelidir.
Aksi takdirde:
Kürtler açısından “samimiyet penceresi” çoktan kapanmış olabilir.
Sonuç: İsrail Ortadoğu’da Yeni İttifaklar Kurmak Zorunda
Otoriter güç mücadeleleriyle dolu bu coğrafyada gerçek ittifaklar artık ertelenemez.
Bir Kürt–İsrail ortaklığı:
• gerçekçi ve sekülerdir,
• Ortadoğu açısından stratejik olarak mantıklıdır,
• Batı’nın uzun vadeli çıkarları açısından gerekli ve zorunludur.
Ancak bunun için önce İsrail ve Batı şu soruya dürüstçe cevap vermelidir:
Kürtlerle gerçek bir ittifak mı istiyorlar, yoksa Kürtleri Ankara ile pazarlık masasında “değişken bir kart” olarak mı kullanıyorlar?
Eğer cevap samimi olmazsa,
bu tarihsel fırsat bir daha asla gelmeyebilir.


