“Sayın Çelik, Unuttuğunuz Bir Husus Var: Kürtler Irklarını da Feshetsin mi !”
Maaruf Ataoğlu
AK Parti Sözcüsü Sayın Ömer Çelik, PKK ve Kürt hareketlerinin feshi üzerine yaptığı açıklamada yine “devlet aklı” denilen o kadim, ama hep tek taraflı konuşan bozuk plak’ın sesli tercümanı olmuş.
Dedi ki: “PKK’nın bütün ayaklarıyla, uzantılarıyla birlikte feshi ve silah bırakması bir devlet hedefidir.” Bunu biz Kürtler senden daha fazla istiyoruz, çünkü silah bizlerin ayaklarına vurulmuş bir prangadır.
Sayın Çelik;
Unuttuğumuz veya atladığınız bir husus var. İzninizle onu tamamlayayım. PKK Kürtlerin etnik kökenlerinide fesih etmelidirler. Zira sizlerin istediği “barış” söyleminde bu kısmı eksik kalmış.
Sizlerin gözünde barış, “devletin istediği gibi susan bir etnik figür olan Kürt halkının sessizliği”dir.
Ayrıca Kürtlerin içinde benim gibi Zazalar var. Güney Kürdistanda Soranlar var. Güney ve Doğu Kürdistanda Hawramiler, Goranlar var. Alevi, Kakâki ve Feyli Kürtler var. Bizlerde kendimizi Kürtlerin bir kolu ve lehçesi olarak kendimizi fesih edelim mi ?
Hepimiz sizin icat ettiğiniz “makbul vatandaş” yada soydaşınız kılığına girelim mi?
Hatta hukukun mümkünse, soyadımız Türk - Türkiye olsun mu ? Böylelikle Cumhuriyetin ulus devlet modelini tamamlamış olacakmısınız? “Türk demokrasisi” gelişmiş be sınırlarınız güvenlikli hale gelmiş olacak mı?
Ama sorun şu Sayın Çelik:
Ne siz nede PKK bir halkın varlığını ve örgütlü gücünü feshedemezsiniz.
Çünkü halk, bir örgüt değildir.
Halkın feshi, Doğu roma ve Osmanlı imparatorluklarının mezar taşlarında yazan bir yanılsamadır.
Eğer mesele silahsı susturmaksa, silahı sadece dağda değil, kendi dilinizde arayın.
Bu ülkede her sabah, televizyon ekranlarında bir halkın kimliği kelime kelime infaz ediliyor.
Bir dili kültürü yüz yıldır bilinçli olarak öldürülürken, bir milletin sesi susturulmaya çalışılıyor.
Ve siz utanmadan, arlanmadan buna “ulusal birlik” diyorsunuz.
Bakın Sayın Çelik,
Siz aslında “barışı” değil, nefesi kesilmiş bir halkın çocuklarından size olacak “itaati” tarif ediyorsunuz. Yanılıyorsunuz! Hiç bir Kürt size boyun eğerek itaat etmez.
Bize göre barış; halkların birbirine boyun eğmesiyle değil, birbirini tanımasıyla ve birbirini anlamasıyla mümkündür.
Ama siz Kürtleri anlamayı değil, onları dönüştürmeyi teklif ediyorsunuz. PKK ‘yi dönüştürebilirsiniz amma Kürt halkını asla dönüştüremezsiniz.
Kürt, Kürt kalmasın diyorsunuz.
Kurmanz, Zaza, Soran, Gıran, Hawrami dilini ve adını unutsun diyorsunuz.
Galiba tanrı dilleri çoğaltırken size sormamakla hata yapmış gibi…
Belki farkında değilsiniz, ama tarihin her “devşirmesi” bir gün dönüp kendi köküne hesap verir.
Kimliğini gizleyerek yükselebilenlerin kaderi, hep kendi gölgesine yenilmektir.
Sizinki de öyle olacak, Sayın Çelik. Çünkü sizde bir devşirmesiniz.
Sizin gibi devşirmeler bir halkın tarihini inkâr ederek “devlet dili”ne çevirmek, için çalışan en tehlikeli tercümecilerdir.
Ve unutmayın:
Bir gün, bu topraklarda sessizlik bile dillerden daha yüksek konuşacak ve sizin gibi devşirmelerden hesap soracaktır.
Çünkü Kürt halkı feshedilemez.
Sadece bastırılır. Amma diaspora sizlerin korkulu rüyası olarak her gün çoğalıyor ve yeniden doğuyor.

